Afyonkarahisar, coğrafi konumu nedeniyle Anadolu'yu yurt edinmiş birçok kavmin yerleşerek yaşamlarını sürdürdüğü topraklardır. Bu kavimler, kendi kültürlerini yerel kültürlerle yoğurarak yeni kültürler ortaya çıkartıp medeniyetlerin gelişmesine katkıda bulunmuş ve bunu günümüze kadar korumuştur. Frig Vadisi ülkemizde önemli kültür mirasına sahip alanların az bilinen bir örneğidir. 
 

Frig Vadisi çevresinde irili ufaklı çok sayıda peri bacası bulunmaktadır. Peri bacaları denilince akla ilk gelen yer Kapadokya olmasına rağmen Afyon’da görülmeye değer peri bacaları bulunmaktadır.

226 metre yükseklikteki volkanik bir kaya kütlesinin üzerine kurulmuş olan Afyon Kalesi’nin tarihçesi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Kalenin bilinen tarihi Hititlerden başlamakta ve Osmanlı’nın son dönemlerine kadar uzanmaktadır. Afyon Kalesi muhteşem bir manzaraya sahiptir.

Afyon’da bulunan Kocatepe, 26 Ağustos 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan ve idare edilen, Anadolu’nun ve Türk Ulusu’nun kurtuluşuyla sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne sahne olmuştur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün  ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’’ sözünü taa derinlerden hissettiren bu mekan yaşananların izlerini günümüze taşımaktadır.

Afyon’da bulunan tarihi evler Osmanlı’nın son döneminin en güzel örneklerini sergiler. 

Afyonkarahisar, Mevlevîlik açısından önemli bir şehirdir. Mevlevîhâne’ler içerisinde Konya’dan sonra ilk açılanlardan biri Karahisar-ı Sahib Sultan Dîvânî Melevîhânesi’dir.

Cami, ahşap mimarisi; sırlı tuğlalı, baklava dilimli tuğla minaresiyle Anadolu Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biridir.

Afyon’daki yemek zenginliği yerli halkın çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. Türkmenler, Çerkezler, Azerilerden oluşan yerel halk sayesinde bu zenginliğe kavuşan Afyon Mutfağı yapı itibari ile Ege Mutfağı’ndan farklılaşarak İç Anadolu Mutfağı’na daha çok yakınlaşmıştır. Afyon lezzetleri denilince akla ilk gelenler şüphesiz ki kaymak, ekmek kadayıfı, lokum ve sucuktur.